7 Mayıs 2009 Perşembe

Diyet Yaparken Yanlış Bilinenler

Diyette doğru bilinen 5 yanlış

Tek öğün yiyerek zayıflanabilineceği inancı yanlış!
EKMEK, makarna, pilav gibi karbonhidratların diyetten tamamen çıkarılması...
Diyet yapan kişinin yaptığı en önemli hatalardan biri vücuda yeterli miktarda karbonhidrat vermemektir.Diyete başladığı zaman ekmek, pilav, makarna, patates, mısır gibi besinleri kesen kişilerin metabolizması ihtiyacı olan karbonhidratı önce kandan almaya çalışır.Glikoz oranı düştüğünde kan şekeride palrelinde düşmeye başlar.Sonrasında vücut kas içerisindeki karbonhidratları kullanmaya başlar ve bu durum kas kaybı anlamına gelir .Bu sırada vücut kasla beraberinde su kaybına uğrar.Yani diyette karbonhidratı kesen kimse tartıdaki sonucu görünce kilo verdiği yanılğısına düşer ancak gerçek olan vücudun kaybettiği yağ değil kas ve sudur.

Sadece protein ağırlıklı diyet yaparak hızlı zayıflama...
Proteinin vücut mekanizmasını hızlandırdığı doğrudur ancak sürekli protein almak kas dokularını eksiltir ve su kaybına neden olur.1 gr kas dokusu ile beraber yaklaşık 2,7 gr su kaybı olur.Yağsız doku kitlesi kaybı metabolik hızı düşürür.İnsanlar tartıya çıktığı zaman kilo verdiklerini zannederler ancak metabolizma yavaşladığı için diyet sonrasında hızlı bir şekilde kilo alınır.

Her tür hareket ve sporun zayıflatması...
Vücudun egzersiz ve sporla kilo vermesi için yağ yakma formuna geçmesi gereklidir, buda ancak haftada 5 gün düzenli egzersiz ile başlar.Çoğu zaman iki saat sürekli mekik hareketi yerine uygun nabızla 45-60 dk bir yürüyüş istenilen sonuçlara ulaşmakta daha faydalı olur.

Sabahları aç karnına içilen limonlu sıcak suyun yağ yakıcı özelliği...
Halk arasında inanılan bir başka yanlış ta sabahları veya yemek öncesinde aç karnına limonlu sıcak su içmenin vücuttaki yağları erittiğidir ancak bu inanç tamamen yanlıştır.Suyun veya içine katılacak limon soda gibi maddelerin, bitki çaylarının kesinlikle yağları eritmek, yok etmek gibi bir etkisi bulunmamaktadır.

Tek öğün yiyerek kolayca zayıflamak...
Vücudun kilo almasına neden olan en önemli etkenlerden biri, onu bütün gün aç bırakıp sadece akşamları yemek yemektir. Çünkü yaklaşık 20 saat aç kalan vücut bu durumun devam edeceğini düşünür ve savaşa hazırlanır gibi yediklerini depolamaya başlar.Sonra 4 saat içerisinde gelen besinler yağ olarak depolanır.Bu konuda diyetisyenlerin tavsiyesi vücudu asla uzun süre aç bırakmamak ve mutlaka her 3-4 saatte birşeyler tüketilmelidir.

23 Aralık 2008 Salı

Deri hastalıkları Hakkında Yanlış Bilinenler

Deri hastalıkları Hakkında Yanlış Bilinenler



Deri hastalıkları ve Kozmetik hakkında, yıllardan beri halk arasında yaygın olarak konuşulan ve büyük oranda da inanılan bazı düşünceler vardır. Bu düşünceler kulaktan kulağa yayılmıştır. İnsanlar doktordan duyduklarından çok bu tür bilgilere daha meraklıdır.
Mutlaka okuyun belki sizin de inandığınız bazı şeyler doğru olmayabilir.








Ciltte görülen hastalıkların çoğu karaciğer bozukluğuna bağlıdır.
YANLIŞ ve karaciğerin ileri derecede bozuklukları ve sarılık gibi bir kaç nadir durum dışında karaciğere bağlı deri hastalığı mevcut değildir. Bu ikisinde de deri değil sistemik belirtileri ön plandadır.




Deri hastalıkları tedavi ile hemen düzelir.
YANLIŞ! Enfeksiyonlar gibi bazı cilt hastalıkları doğru tedavi ile kalıcı şekilde düzelebilirse de atopik dermatit, psoriasis, ve seborrhea gibi bir çok cilt hastalığı kronikdir.Tedavi ile geriler veya düzelir ancak tedavi bittikten sonra sıklıkla tekrarlar.





Kuruyemiş, , kızartma, cips, kola ve çikolata sivilceleri arttırır.
YANLIŞ !Yiyeceklerin sivlceyi arttırdığına dair bir bulgu yoktur. Bu nedenle özel bir diyet de gerekmez. Sivilceler hormon uyarılarına bağlı olarak cilt yağ bezi üretiminde artışa, bu yağ bezi kanallarının tıkanmasına ve enfekte olmasına bağlı oluşmaktadır.






Egzema bulaşıcıdır.
YANLIŞ ! Ne egzema ne de sedef hastalığı bulaşıcı değildir. Temas ederek yada eşyalarını kullanarak bu hastalığı kapamazsınız.

Sık sık güçlü temizleyiciler ve ovalamak sivilcelere iyi gelir.
YANLIŞ ! Sivilcelerdeki şişlik ve kızarıklıkları arttırırsınız. Yumuşak tahriş edici olmayan temizleyicilerle günde en fazla iki kez temizlemelisiniz.






Kurbağaya değenlerde siğiller oluşur.
YANLIŞ! Masallardaki prenses ve kurbağa hikayesi kadar gerçekçidir.Üstelik prensde de siğil çıkmıyordu.






Siğil okutularak geçer.
Doğru ama sandığınız gibi değil. Siğil tedavisinde psikolojik telkin bağışık lık sistemini güçlendirmekte, bu şekilde siğil şaşırtıcı şekilde iyileşmektedir. Önemli olan hastanın geçeceğine inanmış olmasıdır. Dini inancı yeterliyse okutarak iyileşeceğine inancını arttırabilirsiniz.






Kurdeşen, egzema kaşıntı ve benzer cilt hastalıkları allerji uzmanları veya Dahiliye uzmanları tarafından tedavi edilir.
YANLIŞ Ciltte görülen her tür belirti Dermatoloji Uzmanı tarafından tedavi edilir.





Frengi ve cüzzam tedavisi olmayan çok korkunç hastalıklardır.
YANLIŞ! Artık frengi ve cüzzam tedavisi çok basit olan hastalıklardır. Yeter ki hastalarımız dermatoloji uzmanına ulaşsınlar.






Aynı anda süt ve yumurta yerseniz vitiligo olursunuz.
YANLIŞ ! Bu hastalığın yiyeceklerle bir alakası yoktur.






Mantar ve diğer kaşıntılı hastalıklar, kanatana kadar kaşıyarak pis kan akıtılırsa hastalık geçecektir.
YANLIŞ! Kaşıyarak oluşan yaranın acısı kaşıntıyı bir süre azaltabilir. Ayrıca pis kan diye birşey de yoktur.






Cilt Kanseri öldürücüdür
En kötü gidişli kanserlerden biri Malign Melanoma adındaki cilt kanseri olsa da cilt kanserlerinin çoğunluğu selim seyirlidir ve erken tanı konduklarında tamamen tedavi edilebilir.





Malign Melanoma yanlız sıcak iklimlerde beyaz tenli kişilerde görülür.
YANLIŞ ! Malign melanom soğuk iklimlerde de görülebildiği gibi çok koyu tenlilerde de görülebilir.






İğne ile tedavi haptan çok daha iyidir.
YANLIŞ! Günümüzde ağızdan alınan ilaçlar ve enjeksiyon ile yapılan tedaviler arasında etkinlik açısında bir fark yoktur. Enjeksiyon sadece bazı nedenlerle ağızdan ilaç alamayan hastalar yada yanlızca enjeksiyon formu olan ilaçlar için geçerlidir.






Yeni doğan çocuk tuzlanırsa ilerde teri kokmaz.
YANLIŞ! Bu bazı yiyeceklerimiz için geçerli olabilir.Ama çocuğu tuzlamak pek akıllıca olmadığı gibi cilt sorunlarına sebep olacaktır.






Ayaklardaki mantar hastalığın tedavi edilirse başka bir yerine daha kötü vurur.
YANLIŞ! Mantar tedavi sonrası tekrarlayabilir ancak tedavisi kolay ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.Tedavi edilmediği taktirde çok ciddi sonuçlara sebep olabilir.





Vitamin veya Demir ilacı kullanmak kilo almaya sebep olur.
YANLIŞ! Yanlız demir yada vitamin prepratları değil, sizi sağlınıza kavuşturan tüm tedaviler, ancak sağlınızı kaybettiğinizde verdiğiniz kiloları geri aldırabilir. Sağlıklı bir kişi bunları kullanarak kesinlikle fazladan gram bile alamaz.







Çok sıcak su ile sık sık yıkanmak mikropları öldürür ve kaşıntıya iyi gelir.
YANLIŞ! Çok sık ve sıcak su ile yıkanmak cildi kurutacağı için kaşıntıyı arttırır. Mikroplar ise banyo sıcaklığındaki suyla ölmezler.






Yağlı ve pis ellerin başa sürülmesi bit oluşumuna yol açar
YANLIŞ! Bitler insanlar arasında temas veya ortak kullanılan eşyalar vasıtası ile bulaşır, saçın yağlı ya da yağsız olması bitleri hiç ilgilendirmez.





Bol su içmek cildi güzelleştirir.
YANLIŞ! Eğer çölde kalmamışsanız yada bir hastalığınız yoksa cildinize ekstra bir fayda sağlamaz. Kısa süreli ödeme bağlı kırışıklar azalabilir ama sağlam bir böbrek varsa ve litrelerce su içmiyorsanız bu da hiç görülmez.





Yüz için sabun kullanmak mı? Aman Tanrım. diyorsanız.
YANLIŞ! Günümüzde yeni sabunlar nemlendiriciler içermekte üstelik PH değeri artık nötr olan sabun bulmak pek zor değildir.





Kırık saç uçları şampuan ve kremlerle tedavi edilebilir.
YANLIŞ! Reklamlara inanmayın saç uçlarını kesmek dışında pek şansınız yok. Ancak sık yıkama ve kimyasal maddelere maruz kalmasını önleyerek oluşmasını engelleyebilirsiniz.





Güneş koruyucu kullanmak için çok geç.
YANLIŞ! Güneşin cillteki etkilerinin birikimi sonucu cilt yaşlanması ve kansere kadar giden değişiklikleri önlemek için asla geç olmaz. Cilt her zaman kendini yenileyebilir




Saçları kazıtmak saçın dökülmesini önler ve daha gür çıkmasını sağlar.
YANLIŞ! Saç diplerinin, yaptığınız bu eylemden haberleri olmadığı için sizi hayal kırıklığına uğratacaklardır.





Alkolsüz kozmetikler iyidir.Cildi kurutmaz.
YANLIŞ! Bazı alkoller cildi kurutabilir(isopropil alkol vb) ancak setil, benzil veya oleil alkol kozmetiklerde yumuşatıcı olarak kullanılır.





Herkesin yumuşatıcı kreme ihtiyacı vardır.
YANLIŞ! Milyar dolarlık bir inanç. Cildinizde kızarıklık pullanma veya kaşıntı yoksa muhtemelen böyle bir ihtiyacınız da yoktur.





Bronzlaşma sağlıklıdır.
Vücudumuz için belli oranda UV gerekli olmakla birlikte. UVA-UVB cilt yaşlanmasını, kırışıklıkları ve cilt kanseri sıklığını arttırır.





Topikal antioksidanlar kırışıklıkları azaltır.
Serbest radikallerin kırışıklık oluşumundaki rolü olduğundan antioxidanların böyle bir etkisi olabilir ama Retin-A dışında şu ana kadar ki çalışmalar yeterli değildir.




Cilt doktoru vücudun bir kısmındaki yarayı görüp diğer yerlerdeki yaraları anlayabilir.
YANLIŞ! Doktorunuz çoğu zaman tüm vücudu görmesi gerekebilir.Sizin hepsinin aynı olduğunu söylemeniz,ya da "orada bir şey yok" demeniz yeterli değildir.Üşenip ya da utanıp göstermediğiniz bölgeleriniz nedeni ile tanı yanlış konabilir.






Tamamen doğal kozmetik ürünler en iyisidir.
YANLIŞ! Piyasadaki tamamen doğal terimi gelişigüzel kullanılmaktadır. Tüm kozmetiklerde yapay içerik vardır. Ayrıca doğal olanların sentetiklerden daha iyi olduğuna dair bir bulgu da yoktur





Pahallı kozmetik ürünler ucuz olanlardan daha etkilidir.
YANLIŞ! Kozmetik sektörü de pahallı ürünlerin içinde daha etkili bir madde olacağını düşündüğümüzü bilmektedir.Oysa çok ucuz bir ürün aynı etkiyi veya fazlasını gösterebilir.






Aşırı çikolata, kuruyemiş, muz, çilek allerjik döküntüye sebep olur.
YANLIŞ! Bu yiyeceklere allerjiniz varsa az da yeseniz kaşıntı ve döküntü yapabilir.Ayrıca bu allerji ve döküntüler çok nadir görülür. Çoğu zaman nedeni böcekler bile olabilir.






Hormonal saç dökülmesi veya kalıtsal saç dökülmesi ikisi aynı şey dir?
YANLIŞ! Kalıtsal saç dökülmesi genellikle androjenik yani hormonaldir.Ancak tiroid hastalıkları gibi bazı hormonal hastalıklarda görülen saç dökülmesi kalıtsal olanlardan farklı olarak tüm bölgelerde dökülme yapar.





İyi doktor çok soru sormaz, çok konuşmaz,sert olur,sen söylemeden hastalığını anlar.
YANLIŞ! Doktor sizinle ne kadar konuşur ve sizden ne kadar bilgi alırsa tedavi şansınız o kadar artar.Doktorun sert ya da yumuşak olması onu iyi ya da kötü doktor yapmaz.






İyi doktor çok tahlil ister, çok ilaç yazar.(Malesef buna bazı doktorlarımız da inanıyor)
YANLIŞ!Tahlilin ve ilacın az olması gibi çok olması da bir şey ifade etmez önemli olan size sadece gereken şeylerin yapılmasıdır. İyi doktor bazen hiç tahlil istemeyebilir,birkaç tavsiyede bulunup, hiç ilaç yazmayabilir

7 Şubat 2008 Perşembe

Doğum kontrol hapları hakkında yanlış bilinenler

Doğum kontrol hapı kullanımı hakkında genel olarak yaygın görünen "yanlış bilinen" hususlar.


Yanliş 1
Doğum kontrol haplarının pek etkili olmadığını duydum

Gerçek
Hapları doğru şekilde ve zamaninda alan kadınlarda gebelik şansı yüzde birden daha azdır.

Pek çok kadın Doğum kontrol haplarının fazla etkili olmadığını düşünmektedır. Burada gözden kaçan nokta hapların etkisinin az olmasındaki en önemli etkenin kullanım hataları olduğudur. Bazı istatistikler konuyu anlamaya yardımcı olabilir.

* Kadınlarin sadece % 28'i hapları doğru şekilde kullanmaktadır.
* sadece % 42 hergün unutmadan hap almaktadır.
* En az %16 kadının ilaç kutusunda ayın sonuna gelindiğinde hap bulunmaktadır..
* Yaklaşık % 25 vakada 1 yıl dolmadan hap kullanımı bırakılmakta ve baska bir korunma yöntemi kullanılmamaktadır.
* 3 aylık dönemde % 33 kadın hap alımını unutmaktadır.
* % 17 kadın hapları doğru sırada almamaktadır.

Bunlar "hap kullanırken" kadınların hamile kalmasına neden olan en önemli etkenlerdir.


Yanlış 2
Doğum kontrol hapı kullanan her kadın 9 ayda bir ara verip vücudunu dinlendirmelidir.

Gerçek
"Dinlendirmek" maksadıyla hapı bıraktırmayı gerektirecek hiçbir tıbbi gereklilik yoktur.

Dinlendirmek maksadıyla hapları bırakmak gereksizdir, çünkü:

* Hiçbir tıbbi faydası yoktur.
* Bu amaçla hapı bırakmanın tek etkisi istenmeyen bir gebeliktir.
* Hap kullanımını bırakmak ve sonra yeniden başlamak kullanımın ilk birkaç ayında görülen yan etkilerin yeniden yaşanmasına neden olur.
* Hap kullanmayı bırakan kadınlar bu ilaçların doğum kontrolü dışındaki faydalarından da yararlanamazlar.

Yanlış 3
Doğum kontrol hapı alan kadınlar kilo alır

Gerçek
Bazı kadınlar hap kullanmaya başladıktan sonra kilo alırken bazıları da verdiklerini belirtmektedirler.

* İlaç içindeki hormonlar iştah değişikliklerine neden olabilir. Bu değişiklikler yıllar içerisinde ortaya çıkar ve kilo artışı ya da kaybına neden olabilir.
* Bazı kadınlarda ilaç kullanılmaya basladıktan sonraki ilk birkaç ay içerisinde sıvı tutulumu olabilir.
* Bazı kadınlarda östrojen kulanımının yan etkisi olarak kilo artışı görülebilir. Bu kilo artışı daha ziyade memelerde, bacaklarda ve baldırlarda görülür.
* Hap kullanımı bazı kadınlarda depresyona eğilim yaratabilir.Böyle bir durumda iştah artabilir ya da azalabilir.

Iş yeri, spor, yasam tarzı, diet ve alışkanlıklardaki değişiklikler kilo artışı ya da kaybına neden olabilir.Tek bir sebep bulmak çoğu zaman imkansızdır.

Yanlış 4
Doğum kontrol haplarının güvenli olmadığını duydum

Gerçek
Hap kullanımına kıyasla çocuk doğrumak en az iki misli daha fazla risk taşır.

Buna rağmen pek çok kadın yanlış olarak çocuk doğurmanın ya da gebe kalmanın doğum kotrol hapı kullanmaya göre daha az riskli olduğunu düşünmektedir.

Yanlış 5
Hap kanser yapar !

Gerçek
Doğum kontrol hapları yumurtalık kanseri ve rahimin içini döşeyen tabaka olan endometrium kanserine karşı koruyuculuk sağlar.

Pek çok araştırmacı OK kullanımının meme kanseri riskini arttırmadığını düşünmektedır. Bu durum hap kullanım süresi ve meme kanseri açısından aile öyküsü olan kadınlar için de geçerlidir.

OK'ların karaciğer ya da rahim ağzı kanserine neden olduğuna dair spekülasyonlar ise kanıtlanamamıştır.

Yanlış 6
Hap kalp krizi, inme ve kanda pıhtılaşmaya neden olur.

Gerçek
Doğum kontrol hapı kulanan ve sigara içmeyen kadınlarda kalp krizi ve inme riskinde artış yoktur.

Bacak ve kol damarlarında pıhtılaşma riskinde bir miktar artış söz konusudur. Risk 100.000'de 5-20 den, 100.000'de 15-20'ye çıkar.

Yanlış 7
Doğum kontrol hapı sakat çocuk doğmasına neden olur.

Gerçek
Doğum kontrol hapı dogum arazlarına ya da gelecekte doğacak olan çocukların sağlıklarında olumsuz bir etkiye neden olmaz. Hatta hap kullanılırken gebe kalınsa bile bunun bebeğin sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi yoktur.


Bu yanlış bilgiler nereden geliyor ?

Bazı yanlış bilgiler ilaca bağlı yan etkilerin ve bu etkileri sadece çok az kadının yaşadığı gerçeğinin gözardı edilmesinden kaynaklanmaktadır.

Bazıları ise aile planlamasına karşı olan bazı kişi ve kurumların yaydığı hurafelerdir.

Diger yanlış bilgiler de çok yüksek doz östrojen ve progesteron içeren "eski kuşak" doğum kontrol haplarını kullanan kadınların yaşadığı deneyimlerden kaynaklanmaktadır.i
KAYNAK:http://www.mumcu.com

Güneş koruyucular hakkında yanlış bilinenler

Güneş koruyucular hakkında yanlış bilinen bazı cevaplar:

Yanlış: "Güneş koruyucu kullanmama gerek yok. Bütün gün içerideyim."
Doğru: Emin misiniz? UVA ışınlarının arabaların pencerelerinden, binalardan ve hatta uçaklardan kolaylıkla geçebildiğini hatırlayın...

Zamanınızın büyük çoğunluğu arabanın içinde, ofisinizdeki pencerenin kenarında ve kısa süreli olarak dışarı çıkarak geçiriyorsanız, mutlaka güneş koruyucu kullanmanız gerektiğini duyduğunuzda şaşıracaksınız...

Günlük SPF'si en az 15 olan güneş koruyucu, nemlendirici veya makyaj malzemeleri kullanmalısınız. Yanlış: "Güneş koruyucuları deniz kenarında sürmek etkisini 2 kat artırır." Doğru: Güneş koruyucu kremler cildiniz tarafından 30 dakikada emilir. Bu nedenle plaja gitmeden veya güneşe çıkmadan 30 dakika önce evde sürüp çıkmanız gerekir.

Yanlış: "SPF 15 faktörlü, nemlendirici, SPF 15 faktörlü fondöten ve SPF 15 faktörlü pudra kullanıyorum. Yani toplam olarak 45 SPF faktörle korunuyorum."

Doğru: Üç SPF 15 faktörlü ürün kullanırken, sadece SPF 15 faktörle korunmuş olursunuz. Bunların toplamı diye bir durum söz konusu olamaz. Eğer farklı SPF değerli ürünler kullanırsanız yüksek koruma elde edebilirsiniz.

Yanlış: "Dışarı çıkarken sadece bacaklarıma ve kollarıma güneş koruyucu sürüyorum. Elbisemin altına sürmüyorum. "

Doğru: Burada dikkat etmeniz gereken bir nokta var. Giyinik olmanız tam olarak güneşten korunacağınız anlamına gelmez. Pamuklu bir tişört SPF 5 ve uzun bir şort minimum SPF 15 faktörü kadar koruma sağlar.

Güneş koruyucularla ilgili 3 soru ve cevapları!

Neden büyüklerimiz güneş kremi kullanmamalarına rağmen oldukça sağlıklı ve iyi görünüyorlardı?
Ne yazık ki büyükanne ve babalarımızın yaşadıkları dünyadan farklı bir gezegende yaşıyoruz. Ozon tabakası eskisinden olduğundan daha ince olduğu için güneş ışınları cilde daha fazla zarar verebiliyor. Dahası, binlerce, yüz yıllarca önce bu tür koruyucu ürünleri üretmek mümkün değildi..

Fiziksel ve kimyasal özellikli güneş koruyucular arasındaki fark nedir? Kimyasal özellikli olanlar daha mı sağlıklıdır?
Fındık kabuğunun içi zamanla kurur, güneşin dolaylı etkilerinden korunamaz. Fiziksel güneş koruyucuların etkisi bu şekildedir. Cildin sadece dış yüzeyi korur. Kimyasal güneş koruyucular ise, hem cildi zararlı ışınlardan korur hem de etkilerini güvenli olarak yok eder. Ayrıca, satışa sunulmadan önce farklı ve ayrıntılı testlerden geçirilmişlerdir. Bu tür
güneş koruyucular, cilt tarafından emilir ve idrarla atılır. Fiziksel güneş koruyucular ise, sadece cildin dış yüzeyinde kalır, vücut tarafından emilmez. Sonuçta; hamile veya emzikli anneler kimyasal güneş kremlerinden uzak durmalıdır. Kendileri ve 5 yaş altı çocuklar için fiziksel (Physical sunscreen) özellikli güneş koruyucu kremler kullanabilirler. Eğer
hassas bir cildiniz varsa ya da kimyasal güneş koruyucuları tercih etmiyorsanız, fiziksel güneş koruyucular mükemmel bir seçenek olabilir.

Eğer güneş koruyucu sürersem D vitamininin yararlarından faydalanabilir miyim?
D vitamini herkes için önemli bir vitamindir. Yapılan araştırmalarda insanların yeterince D vitamini almadığı tespit ediliyor. Yaklaşık 15 dakika güneşte kalmak D vitamini seviyesini yükseltiyor. Dermatologlar ise, tüm gün güneş altında kalmanın cilt için oldukça zararlı olduğunu belirterek, D vitamin ihtiyacının güneşte uzun saatler beklemek yerine, yiyecekler ile vitamin ilaçlarından alınmasını tavsiye ediyor. Kaynak: http://www.meleklermekani.com

GÜNEŞTEN KORUNMA FAKTÖRLERİ (SPF) HER ÜLKEDE AYNI MIDIR?


Pratikte, faktörler arasında pek çok nedenden kaynaklanan farklılıklar vardır:

* Yöntemler farklı şekillerde uygulanmaktadır ve referans solar spektrumun kompozisyonunda farklılıklar vardır;
* Test edilen insanlar güneşe farklı derecelerde maruz kalmaktadır;
* Prototipler ve ortalama güneşe maruz kalma seviyeleri farklıdır;
* Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri arasında bu fark % 30'a kadar çıkabilmektedir.

Güneşe maruz kalma işlemi başlamadan önce, farklı fototiplere sahip gönüllülerin seçilmesi ana faktördür. Üç sınıfa ayrılan 20 kişi ideal olarak kabul edilir.

60 VE ÜSTÜ FAKTÖRLER ONAYLANMIŞ MIDIR?

60 veya daha üstü faktörlere sahip ürünlerin pazarlanması pek çok nedenle onaylanmaktadır:

* Foto toksiklik ya da foto allerji veya foto tepki nedeniyle özel reaksiyonlar gösteren insanlarda anormal reaksiyonlar, normal süjelerde eriteminin tetiklendiği eşiğin çok altındaki asgari güneş ultraviole radyasyonu miktarıyla dahi ortaya çıkabilir. Bu durum, sadece 60 ya da daha üstü güneş koruması kullanarak ya da giyinerek elde edilebilecek normal eritema dozunun düşük bir yüzdesini temsil etmektedir. SPF 64 olan bir ürün UV ışınlarının sadece % 2'sinin geçmesine izin verir.
* Çok açık renk ve zor yanan bir cilde sahip çocuk ya da yetişkinlerde, normal süjelerde kozmetik olarak kabul edilebilir ve uygun bulunan miktar yaklaşık olarak testlerde kullanılan miktarın dörtte biri kadardır.

Genel olarak, güneş koruyucusu doğru olarak kullanılmamaktadır: Tüketiciler koruyucu miktarın sadece dörtte biri ile onda biri arasındaki bir miktarı kullanmaktadırlar. Minimum etkin doz 1.5 mg/cm2'dir. Halkın bilinçlendirilmesi için çaba harcamanız gerekmektedir.

2 mg/cm2 doz güneş koruyucu cilde yayılır. Ancak, tüketicinin kullandığı ürünün SPF'si 15'ten düşükse ve yetersiz kullanıyorsa, koruma faktörü etkili olamaz.

BİR ÜRÜNÜN GÜVENİLİRLİĞİNİ DEĞERLENDİRMEK İÇİN KORUMA FAKTÖRÜNE GÖRE KARAR VERİLEBİLİR Mİ?

Güneş koruması açısından güvenilirlikten söz ediyorsak EVET. Yine de, yüksek güneş koruması içeren ürünlerinin UVA ve UVB koruması arasında bir uyuma sahip olmaları gerekmektedir.

UVB koruması güneş yanığına karşı koruma sağlar, dolayısıyla bir uyarı işaretidir. UVB'ye korunurken UVA'ya karşı korunmamak orta ile uzun vadede zararlara neden olabilir, aynı şekilde UVA ışınlarına fazla maruz kalmak geri dönüşü olmayan uzun vadeli lezyonlara sebep olabilir.

Genel olarak güvenlikten söz ediyorsak, cevap HAYIR'dır. Güneş koruması tek başına bütün güneş ürünlerine özel olası riskleri yeterli şekilde kapsamaz (tahriş, allerji ya da toksik potansiyeli), bunlar ayrıca değerlendirilmelidir.

SPF sınırları özellikle fotostabilite ve zararsız UVB/UVA oranı ile belirlenir. Günümüzde halen mevcut her ürünün farmasötiğine bağlı bir fotostabilite indeksi yoktur. UVA ve UVB korumasını birleştiren yüksek kaliteli ürünler kullanmak, organik ve mineral filtrelerin birleşimi ve farklı tüketici isteklerinin karşılanması güvenlik için en iyi garanti olarak görünmektedir. Güneş koruyucularının neden olduğu ışığa karşı hassaslaşma oksibenzon ortaya çıktığından beri en önemli problemdir; bu madde, çeşitli terapötik bileşenlerle çapraz allerjiye neden olan bir fotoallerjendir. Kaynak:http://www.eczanemonline.com.tr

Kanser ile ilgili yanlış bilinenler

Kanserde yanlış bilinenler

Fazla meyve ve sebze yemenin meme kanserine iyi gelmediği belirtildi
ABD'de yapılan bir araştırma, doktorun önerdiğinden fazla meyve ve sebze yemenin, daha önce meme kanseri tedavisi görmüş kadınların yeniden meme kanserine yakalanma riskini azaltmadığını ortaya koydu.

ABD'nin Stanford Üniversitesi'nden bilim adamlarının 3 bin 100 kadın üzerinde yaptığı araştırmada, sebze, meyve ve lifli yiyecekler bakımından fazla zengin bir beslenme alışkanlığının meme kanserinin yeniden ortaya çıkmasını engellediğine dair bir bulguya rastlanmadı.

Amerikan Tıp Derneği'nin (JAMA) yayın organında çıkan makaleye göre bilim adamları, meme kanseri tanısı konduğunda 18-70 yaşında olan ve tedavi görmüş 3 bin 088 kadının beslenme alışkanlığını inceledi.

Araştırmaya katılan kadınların yarısı doktorların önerdiği miktardan iki kat fazla sebze, meyve yiyerek, lifli ve az yağlı yiyeceklerle beslendi. Diğer yarısıysa sebze, meyvenin ve lifli yiyeceklerin olduğu normal bir diyet uyguladı.

Dr. Marcia Stefanick, "Sonuçlara gerçekten şaşırdım ve biraz hayal kırıklığına uğradım. İki kat fazla meyve, sebzeyle ve lifli yiyeceklerle beslenmenin meme kanserine yeniden yakalanma oranında farklılık yaratmasını bekliyorduk. Her iki grupta da oran, yaklaşık yüzde 17 idi" dedi.
Kaynak:http://www.internethaber.com/

21 Ocak 2008 Pazartesi

Data Kasaları Hakkında Yanlış Bilinenler:

Data Kasaların üretimi çok yüksek bir teknoloji ve üretim tecrübesi gerektirmektedir. Dolayısıyla tüm dünyada bulunan üretici sayısı çok azdır. Maalesef pek çok yanlış bilgi sonucu son kullanıcılar hatalı karar vermekte, kurumlar ise yanlış ürün satın almaktadır. En fazla bilinen yanlışlar aşağıdadır.

Data Kasaları Hakkında Yanlış : 1 - AVRUPA STANDARTLARINA UYGUN OLARAK ÜRETİLMİŞTİR : Data kasalarda en önemli husus standartlara uygun olarak test edilmesi ve sertifikalı olmasıdır. Pek çok değişik marka kendi kasalarının ECB.S veya EN 1047-1 standartlarına uygun olduğunu iddia etmekte fakat geçerli test sonuçlarını belgeleyememektedir. Avrupa ve Türkiye'de geçerli olan Sertifikalar sadece EN ve ECB.S sertifikalarıdır.


Data Kasaları Hakkında Yanlış : 2 - İSVEÇ / NORVEÇ / v.s. STANDART BELGELİDİR : Yangın ve Veri koruma standartları ülkelere göre değişiklik göstermektedir. Bağzı ülkelerde 2 saatlik yangın testi sonunda kasa su ile soğutularak bile test sonuçları alınmaktadır. Eğer iddia edilen ülkenin standartları EN ve ECB.S standartlarını sağlasaydı, muhtemelen o marka da gerekli sertifikaları alabilirdi.


Data Kasaları Hakkında Yanlış : 3 - KASALARIMIZ ECB.S STANDART BELGELİDİR : ECB.S standartları pek çok veri ve kağıt koruma standarlarından oluşur. 1 saatlik yangına dayanıklı bir kağıt kasasının içerisine Data Kartuşların koyulması hiçbir işe yaramayacaktır. Tam ECB.S açılımı ve sertifikası istenmelidir.


Data Kasaları Hakkında Yanlış : 4 - EN 1047-1 veya ECB.S STANDARTLARINA GÖRE TEST EDİLMİŞTİR : Test edilmiş olabilir ama acaba testlerde başarılı olup Sertifika alınabilmişmidir ?


Data Kasaları Hakkında Yanlış : 5 - KESİNLİKLE SUYA, GAZA DAYANIKLIDIR : Data Kasaların ana amacı normal kullanımda değil bir yangın durumunda içerisindekileri korumaktır. Suya dayanıklılık sadece yangın başladıktan sonra olabilecek itfaiye suyuna veya yangın dumanına karşıdır. Sızdırmazlık özellikleri bir yangın esnasında aktif hale gelir. Data Kasaların kapı ve bağlantı yerlerinde ısıya duyarlı malzeme bulunmaktadır. Bunlar yangın esnasında harekete geçerek sızdırmazlık sağlar ve birdaha açılana kadar tam koruma sağlar. Yangın dışında da belirli bir oranda sızdırmazlık sağlayan bu özellik tam olarak yangın başladıktan sonra aktif olur. Yoksa kapağı kilitli bir data kasayı havuz içerisine koyarsanız içi tamamen su dolar.


Data Kasaları Hakkında Yanlış : 6 - DEPREME KARŞI SERTİFİKALIDIR : ECB.S standartları içerisinde Data Kasaların yanan bir binanın çökmesine karşı dayanıklılığı test edilmektedir. Bu test yangın testinin bir parçasıdır. Dolayısıyla yangın esnasında çöken 30 katlı bir binanın en üst katındaki data kasa içerisindeki veriler korunur. Test sırasında kasa sıcaktır ve en zayıf anındadır. Dolayısıyla yangın haricinde muhtemelen daha yüksek bir bina çökmesine karşı da dayanıklı olacaktır. Fakat sadece depreme karşı sertifikalandırma bulunmamaktadır.


Data Kasaları Hakkında Yanlış : 7 - TOPRAKLAMA İLE ELEKTROMANYETİK KORUMALIDIR : Data Kasa üreticileri değişik teknolojiler kullanarak kasanın içerisinde bulunan manyetik ortamları FARADAY KAFESİ mantığı ile elektromanyetik koruma altına almaktadır. En son istenebilecek şey ise topraklama sitemi yapılarak, herhangi bir başka yerde olabilecek topraklama kaçağında tüm verilerin hasar görmesidir. Topraklama özelliği Data Kasalarında istenmeyen bir özelliktir.
Kaynak:datakasa.blogspot.com

23 Aralık 2007 Pazar

Orgazm İle İlgili Yanlış Bilinenler

Orgazm İle İlgili Yanlışlar


Kadın ve erkeklerin orgazm konusunda birbirlerini yanılttığı birtakım düşünce ve tutumlar içine girebildiklerine sık sık tanık olunur. Sonuçta ortaya çıkan yanılgıların, yaygınlık kazanmış olan bazılarının üzerinde durmak gerekir. "Eğer erkek yeterince dayanabilirse, her kadın orgazma gelebilir !" Bu iddia ancak kısmen doğrudur.

Uzun süren bir koitusun sonunda erişilen doruk, teknik olarak orgazm sayılsa bile, hedefe varmak için girişilen acele ve endişe içinde, işin bütün zevki kaybolup gidecektir. Yazdığı kitaplar satış rekorları kıran ünlü fahişe Xaviera Hollander, en yoğun orgazmların, ilk 5 dakika içinde gerçekleştiğini söylemektedir. Aslında birçok bilimsel araştırma da bu iddiayı doğrulamaktadır. Dolayısıyla zevkli bir cinsel birleşmenin anahtarı, özenli ve uzun ön oynaşma süreci olmaktadır. ;


;"Kadın gelmeye başlayınca, erkek mümkün olduğunca sert hareket etmelidir !" Oysa bunun tam tersi geçerlidir; erkek olabildiğince hareketsiz kalmalıdır. Ancak böyle olursa, hem kadın hem de erkek, kadının kasılan dölyolu kaslarının farkına ve hazzına varabilir.


Hollander, kendi kendilerini uyararak ulaştıkları orgazmların, niye cinsel birleşmede ulaştıklarından daha yoğun olduğunu soran çok sayıda kadının mektubuna verdiği cevapta, meseleyi, dölyolu kaslarının kasılmasını algılayabilmeye bağlamaktadır. Her ne kadar bu konuda kadından kadına farklılıklar söz konusuysa da, genel olarak orgazm sırasında erkeğin sert hareket etmesini gerekçeleyen herhangi bir ipucu yoktur.
;

;"En iyi orgazmlar, eşanlı olanlardır !" Bu da yanlıştır. Uzun süre birlikte olmuş insanların eşanlı olarak orgazma gelmesi hem mümkün, hem de zevkli olabilir. Ancak bu, doğal olursa haz verebilir. Aksi durumda, duyguları geri plana iten bir koşuşma söz konusudur.

Eşlerden birinin önce gelmesi, hiçbir şekilde diğerinin orgazma ulaşmasını engelleyemeyeceği gibi, tersine, eşlerin üzerinden yetişme ya da erteleme endişesini kaldıracağı için, birleşme sürecinin zevk boyutu öne çıkabilecektir.